Çocukken en sevdiğim çizgi filmi sorsanız size 2 cevabım olur; Çakmaktaşlar ve Jetgiller! İkisini birbirinden ayıramam. Sanırım bu ayrı devirlerin çizgi filmleri beni olduğum kişi yapıyor. Makina sesi olunca huzur bulamayan, doğaya tutkun, herşeyi illa ki dünya gözüyle görmek isteyen, dokunacağım, koklayacağım diyen ben ve teknolojiye, yeni şeylere, merak etmeye aşık ve müptela ben. Keşke deyişlerim olmuştur; şu devirde yaşasam, şu kadar yıl önce yaşasam şeklinde, ama aslında ben tam olarak içinde bulunduğum dönemin insanı olduğumu kabul ettim artık. Hem analog, hem digital. İkisine de optimum erişimi bir şekilde sağlayabildiğiniz bir devir.
İçimdeki Judy Jetson, Apple Watch‘ın çıkış haberini ilk aldığımdan beri sevinçten çılgına dönmüş durumda, dedi ki artık benim devrime gerçek bir geçiş yapıyoruz.
Temmuz 2015 itibariyle Türkiye’de satışa sunulan Apple Watch ile birlikte bir yandan da gerekliliğini sorgulamaya başladım akıllı saatlerin. Yani tam anlamıyla bir arzu objesi ama gerekli mi? Herkesin tartıştığı konu da bu zaten. İnsanlar şu anda hayatımızın merkezindeki teknolojik pek çok farklı alet olmadan nesillerdir yaşadılar ve yaşayabildiler. Bu nedenle Apple Watch da benim için akıllı telefondan, tabletten, bilgisayardan farksız. Diğer saydığım aletler zamanla nasıl yaşantımızı değiştirdi, bizi nasıl bağımlı hale getirdi kendilerine, akıllı saatler de aynı durumda olacak yıllar sonra.
Ne dedik? Sonunda kolumuzdaki saatten sevdiklerimizle konuşacağımız ve bundan vazgeçemeyeceğimiz günler geldi. Sadece konuşmak değil tabii ki, akıllı saatlerin hayatımıza girmesiyle birlikte seyahat alışkanlıklarımız da değişecek ve evrilecek.
Wallet
Iphone’dan aşina olduğumuz Passbook artık Wallet olarak karşımızda. Sadece uçuş kartlarımızı tutmakla kalmayıp gerçek bir cüzdana dönüştüğü için bu adı almış. Gerçek bir cüzdana dönüşmesinden kastım kredi kartlarınızı ekleyip Apple Pay ile ödeme yapabilmenizi sağlaması.
Wallet Apple Watch ile de çok farklı bir kullanım deneyimi sunuyor. Artık elimiz kolumuz duty free poşetleri vb. ile doluyken, telefonumuzu çıkarıp uçuş kartımızı aramıyoruz. Saatimizi gösteriyor ve geçiyoruz pratik bir şekilde kapıdan, güvenlikten.
Activity
İşte vicdanları rahatlatacak uygulama! Tatile gidince – hele de benim gibi bir tatil anlayışınız varsa yani herşey dahillerden uzak durup bir oraya bir buraya gezmeli – işin içinde bolca yemek tadım aktivitesi oluyor, bunlar hep kalori işte ahh ahh… Ama aslında bolca yürümek de tatilin bir parçası. Activity bizim adımlarımızı sayıyor, hareketlerimizi ve hareketsizliğimizi ölçüyor, hadi kalk bakalım diye de dürtüyor. Bu uygulama sayesinde artık yediklerimiz gözümüze daha az batacak, yaktığımız kalorilerin ne kadar çok olduğunu da hesaplayacağız ve hatta daha fazlasını harcamak için motive olacağız.
App Store’dan indirilebilecek diğer uygulamalar;
Citymapper
Citymap’lerin hazır olduğu şehirlerde ulaşım konusunda size inanılmaz fayda sağlayacak bir uygulama. Bir noktadan başka bir noktaya yürüyerek, bisiklet ile ya da toplu ulaşımla nasıl gideceğinizi söylüyor. Yürüyerek ya da bisikletle kaç kalori yakacağınız ve tüm ulaşım şekilleriyle kaç dakika süreceği konusunda bilgi veriyor. Dahası şurda in burada in gibi yönlendirmelerde bulunuyor. Gideceğiniz rotaları önceden belirleyip kayıt edebiliyorsunuz, böylece internetiniz olmasa bile offline olarak yolunuzu bulabiliyorsunuz. Sevdim!
App In the Air
Uçuşlarınızı kaydedip sonrasında bunlarla ilgili size anlık bilgi veren bir uygulama. Uçuşunuz ile ilgili checklistinizi de tutmayı sağlıyor. Gideceğiniz şehirdeki hava durumundan, kullanacağınız havalimanındaki pasaport kontrolü, güvenlik kontrolü gibi noktalarda ortalama ne kadar zaman harcayacağınıza kadar bir çok bilgi veriyor. Uber ile alana ulaşım için yönlendirme ve yakınınızdaki kullanıcılarla sosyalleşme ve hatta internet paylaşımı imkanı da sağlıyor.
TripCase
Tam anlamıyla bir seyahat planlama uygulaması. Gideceğiniz seyahatleri uçuş bilgilerinden tutun, otele check-in yapacağınız saate, rezervasyon yaptırdığınız restorandan, önceden biletini aldığınız müzeye kadar buraya ister pc, ister iphone üzerinden tanımlıyorsunuz. Sonrasını TripCase’e bırakın. Size Apple Watch’ınız üzerinden hatırlatmalar, uyarılar, gerekli bilgiler aksın.
iTranslate
Dilini hiç bilmediğiniz bir ülkedesiniz! Bildiğiniz herhangi bir dili de anlamıyor karşınızdaki. Ne yapacağız? Hemen itranslate’e girip söylemek istediğinizi kendi dilinizde söylüyorsunuz, itranslate istediğiniz dile çeviriyor. Hem de tüm bunları saatiniz üzerinden yapıyorsunuz. Artık seyahatlerde dil engeli de kalkıyor, daha özgür geziyoruz.
Loungebuddy
Bu programa sahip olduğunuz kredi kartı türünü, sadakat kartınızı, vb. tanımladığınızda sizin bulunduğunuz havaalanında girebileceğiniz lounge’ları gösteriyor. Bilmediğiniz bir şehirde çok faydalı bir uygulama.
Foursquare & Swarm
Swarm ile saatinizden tek bir dokunuşla check-in yapabilmenin yanı sıra arkadaşlarınız check-in yaptıkça size saatinizden bilgilendirme geliyor.
Foursquare ise özellikle bilmediğiniz bir yerde yakında yapmak istediğiniz aktiviteye göre ne seçenekler olduğunu saatinizden gösteriyor bu sefer.
Babbel
Babbel hem bir eğitmen, hem de oyun arkadaşınız. Telefonunuzdan gayet ciddi dil dersleri alabiliyorken, saatinizden eğlenerek öğrenebiliyorsunuz. Mesela bir bardasınız, babbel’e giriyorsunuz, size “cin cin” ne demek diye soruyor. “Şerefe” 😉 Böylece lokasyonunuza uygun sorularla kelime biriktiriyorsunuz.