Her ne kadar sokak lezzetlerinin ayrı bir yeri olsa da kalplerimiz de, zaman zaman sofra adabıyla yemek yemek de güzel, çekici ve ihtiyaç dahilinde olabiliyor. Bu nedenle size sevdiğim ve dürüst olmak gerekirse pek beklediğimi bulamadığım bir kaç adresten bahsedeceğim. Beklediğimi bulamadığım yerden bahis sebebim ise herkesin gidin gidin dediği ama sessizliğimle bu görüşe katkı sağlamaktan endişe ettiğim mekanların varlığıdır.
Ben gezerken streetfood sevenlerdenim. Her öğün çok şaşalı yerlerde uzun uzun yemek yemek bana göre pek değil. Özellikle bazı şehirlerde streetfood yemekten ayrı bir keyif alıyorum, yemekleri çok güzel olan şehirlerde. Roma da böyle bir şehir, hatta sanırım bütün İtalya böyle benim gözümde.
Roma denince aklıma tek bir şey geliyor, “FORNO” yani fırınları. – yazmışım ne kadar ayıp ve obur olmuş di mi, düzeltiyorum – Roma’da pizza denince aklıma tek bir şey geliyor, “FORNO” yani fırınları. Hele iki tanesi var ki! Hazır mıyız?
Yaklaşık 3000 yıllık geçmişiyle Roma ölümsüz bir şehir. Eski Roma’lılar tarafından kendisine “Ebedi Şehir” ünvanı verilmiş, çünkü Dünya’ya ne olursa olsun, kaç tane imparatorluk yükselişe geçip sonra yıkılırsa yıkılsın Roma’nın sonsuza dek var olacağına inanılır.
Barındırdığı yaşanmışlıklarla, baktığınız her yerde görebileceğiniz çeşitli sanat eserleriyle, güzel yemekleri ve şaraplarıyla, heyecanlı ve neşeli insanlarıyla duygularınızı hızlıca canlandırıyor Roma. Ebediyet ve duygular birleşince biz de kendimizi sonsuz aşkın mabedinde buluyoruz.
Tersten yazılışı bile aşkı (ROMA > AMOR) ifade eden Roma’ya giden aşıkların kendi kutsal aşk yollarında gerçekleştirmesi gereken 3 (Roma rakamıyla III) Roma aktivitesini açıklıyorum!
Gezi Giz'i 