Bence tesadüf diye bir şey yoktur, boşuna değil adının harflerinin yerlerini değiştirdiğinizde AŞK olması bu güzelim kasabanın.
Her büyük aşk gibi ulaşması zahmetli, zor ve belki de zor olduğu için hala bu kadar güzel. Uçak ile Antalya üzerinden giderseniz 200km., Dalaman üzerinden ise 150km. Antalya yolu Finike itibariyle virajlarıyla aşkınıza kavuşma heyecanı yaşatırcasına midenizde kelebekler uçuracak cinsten.
Nerede kalınır?
Nur Beach Kaş’ın en güzel otellerinden biri, bu tabir inanın mütevazi kalıyor. 🙂
Oldum olası 5 yıldızlı kocaman oteller bana çok soğuk ve itici gelmiştir. Küçük otel delisiyim. Şu zamana kadar kaldıklarım içerisinde en iyisi Nur Beach. Yeri Kaş’ın en güzel noktasında. Kendi plajı var.
Odanın dekorasyonu o kadar zevkli, modern ve akıllıca ki – gözünüzü Kaş’ın masmavi denizinin içinde açıyorsunuz ve etrafınıza baktığınızda o güzelim mavi tonu beyazın sadeliği ile birleşerek devam ediyor.
Duş banyoda değil odanın içinde ve camlı bir bölme ile yatağın arkasına konmuş, dolayısıyla deniz manzarasının keyfini duştayken bile çıkarmaya devam ediyorsunuz. Otelin sahibi Mehmet bey inanılmaz ilgili, samimi ve yardımsever. En gereksiz kaprislerinizi bile karşılamak için elinden geleni yapıyor. Kahvaltısı ise bir efsane. İtiraf ediyorum kahvaltıda patates kızartmayı yemeyi çok seviyorum, anne patatesi olandan tabii.
Narr Hotel ise Nur Beach’in hemen yanında yine aynı muhteşem manzaraya sahip. Onun da kendi plajı var. Odalar temiz ve ferah, dekorasyonu ise klasik. Otele göz atmak isterseniz buradan buyrun.
Nerede yemek yemeli?
Ruhi Bey Meyhanesi çaldığı müziklerle, dekorasyonu ile bağımlılık yaratıyor. Duvarda eski aktörlerin, şarkıcıların siyah beyaz fotoğrafları asılı. Bu kişiler mekanın sahibinin rahmetli babası Ruhi bey’in tanışıklığı olan sanatçılar. Eski küçük siyah beyaz tv, antika radyolar, gramafon… Diğer küçük hoş ayrıntılar. Hesabı istediğinizde sevdiğimiz eski Türk filmlerinin video kaset kaplarında geldiğini görünce yüzünde ister istemez bir gülümseme oluyor insanın. Ruhi Bey‘in müzikleri ise Dario Moreno, Zeki Müren, eski Türk film müzikleri vb. çok hoş bir yelpazede. Mezeler birbirinden lezzetli, avokado ve bezelyeden yaptıkları bir meze var mesela, benim gibi avokado tutkunu bir bezelye “hater”ın aklını çok çeldi. En sevdiğim meze ise gerek adıyla, gerek tadıyla Atatürk oldu. Kalamarı, ahtapot ızgarayı ve sütte dil balığını çok beğendim.




Üzüm Kızı ise Kaş’ta yeni yerinde tekrardan açılmış, mekan oldukça ferah olduğu için özellikle çok sıcak akşamlarda tercih etmenizi öneririm. Püfüt püfür terasında muhteşem mezeler ve ara sıcaklar eşliğinde keyifli bir akşam garanti. Karides, kalamar ve balık kokoreç parmaklarımızı yedirtti. Mezelerde ise adını unuttuğum 5 çeşit peynir ve antep fıstığı kombinasyonundan yapılana bayıldım. Deniz börülcesi de çok lezzetliydi. Bir de söylemeden geçemeyeceğim rakı yanına beyaz leblebi getirmeleri çok hoş ve ince bir detay.



Piraye Meyhane Kaş’ta canlı müzik yapılan tek mekan olmasıyla bir başka güzel tercih. Burayı da listenize eklemenizi öneririm.
Zaika. Ben sahil kasabalarında biraz fazla deniz ürünü takıntılı oluyorum ama başka bir şeyler de yemek istiyoruz biz derseniz kebabın etin tadına varacağınız bir Ocakbaşı tüyosu vermiş olayım size. Zaika farsça tad alma kuvveti demek. Etler Fethiye’den, salçalar Urfa’dan, şalgam ise Adana’dan geliyor. Müdavimi olmanız yüksek ihtimal.
Bir de yemek ile ilgili ufak ve genel bir not; eğer yüksek sezonda gidiyorsanız ve söylediğim yerleri tercih edecekseniz mutlaka rezervasyon yaptırın.
Denize nerede girmeli?
Kaş’ın merkezinde;
Nur Beach & Restaurant gerek muhteşem manzarası, gerek rahat şezlongları gerekse de muhteşem yemek ve kokteylleri ile en keyifli tercihlerden biri olacaktır. Bunun dışında Derya Beach, Çınarlar gibi seçenekler de var.



Rüzgarlı havalarda Limanağzı en doğru seçim.
Limanağzı’nda ise Bilal’in Yeri. Hem deniz, hem yemek, hem de güleryüz olarak diğer tesisler yanına bile yaklaşamazlar.
Etrafta her yerde Atatürk resimleri asılı olması ne yalan söyleyeyim pek bir gönlümü çaldı. Şezlonglar dipdibe değil, ister grupla ister çift gidin bir şekilde kendinize ait bir bölümünüz oluyor. Denizi çok sakin, çok berrak, renk geçişleri muhteşem zaten Caretta Caretta’lar ile birlikte yüzüyorsunuz daha ne olsun. Tavla, kano gibi aktiviteler diğer tesislerde olduğu gibi burada da var. Yiyeceklerinin tadı ise beklemediğimiz şekilde damağımızda kaldı 😉 Özellikle şakşuka ve patates kızartması muhteşem. Çünkü bildiğiniz anne patatesi. Dondurulmuş değil, taze taze, çıtır çıtır kızartılmış. Günlük zeytinyağlı da çıkıyor. Taze fasulyesi de cok lezzetliydi.



Daha başka?
- Uzun süreli kalacak iseniz mutlaka bir gününüzü tekne gezisine ayırın, Kekova‘ya gidin ve batık kenti görün.
- 20 km. uzağındaki Kaputaş Plajını görmeden dönmeyin.
- Dalışa ilginiz varsa zaten Kaş’ın dalmak için en güzel yerlerden biri olduğunu biliyorsunuzdur, ilginiz yoksa hoşunuza gidecek mi diye bir “Discovery Diving” yani deneme dalışı yapın. 5-6 metreye kadar dalış gerçekleştirebiliyorsunuz.
- Vizeniz ya da yeşil pasaportunuz varsa sabah 10:00 gidişli, akşam 16:00 dönüşlü Meis adası feribot seferini kaçırmayın, şöyle bir Yunanistan’a geçin. Ne kadar yakın olduğunu görünce gözlerinize inanamayabilirsiniz. Yüzerek bile gidebilirsiniz eğer iyi bir yüzücü iseniz, nitekim Kaş ve Meis arasında yüzme yarışları bile düzenleniyor.
- Bir günbatımında mutlaka DeJavu‘ya gidip güzel kokteyller öncesinde güneşi batırın.
- Yemek sonrası geceye devam edeceğim derseniz Hideaway aşırı sabırlı barmenleri ile sizleri güzel bir şekilde ağırlayacaktır.
Ne alınır?
Kaş ile ilgili en çok hoşuma giden şeylerden biri de bu ne alınır kısmı oldu. Bir kere saçma sapan Çin malı herhangi turistik alınacak bir şey yok. Bunun yerine el işi, göz nuru güzel anı objeleri var her yerde. Bu minik “Kaş” kapılarına deli oldum mesela.
Crianz‘ın el yapımı balıklı broşlarına da bayıldım.
Broş ve takılar dışında çok tatlı bardak altlıkları ve servis objeleri var. Ne yalan söyleyeyim aklımın kaldığı çok şey olmuştu, şimdi farkettim ki web sitelerinden de sipariş verilebiliyor. Oley 🙂