Viyana / Yemekte

Avusturya, GeziGizi, Viyana, Yemekte

Viyana’yı işin içine müziği ve yemeyi içmeyi de katarsak Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olarak niteleyebilirim. Özellikle de benim gibi tatlı sevmeyen birini bile bir Apple Strudel canavarına dönüştürdüğü için!!    Viyana İstanbul’a 1 saat 50 dk’lık uçuş mesafesiyle, nispeten yakın tam bir Avrupa şehri… Tuna nehri taşmasın diye yapılmış Tuna kanalı bu şehrin merkezinin hemen içinden geçiyor. Bu kanalın hemen güneyinde Innere Stadt diye adlandırılan Old Town/ Eski Viyana bulunuyor. Zaten şehrin turistik kısmı da hemen hemen bu bölge. Önce yediğim içtiğimden başlayayım, sonra gezme kısmına da geleceğim 🙂

Yemek & İçmek

Viyana denince tabii ki akla ilk gelen şey Şnitzel.  Viyana usulü Şnitzel orjinalinde dana etinden yapılıyor olsa da domuz ve tavuktan yapılan türleri de mevcut.

Figlmüller, Viyana’da Şnitzel denince herkesin ilk söylediği adres. Öğlen saatlerinde bile rezervasyonsuz yer bulmanız oldukça zor. İki şubesi var biri Bäckerstrasse’de, burası Figlmüller’in ilk şubesi ve dekorasyon olarak daha otantik ve tarihi. Rezervasyonsuz giderseniz ve eğer şansınız varsa sizi ilk açılan şubeden, yan ara sokaktaki şubeye yönlendiriyorlar ve lezzet diyarına bir yan sokakta düşüyorsunuz.      Viennese Schnitzel’i beğendim ama yanında herhangi bir şey gelmiyor. Bu nedenle salata ve patates de denedik. İyi ki de denendi, özellikle salata çok güzeldi. Yeşillik, havuç, coleslow, semizotu ve patates salatası şeklinde geliyor. Hafif tatlı bir sosu var. İçindeki patates salatasının tarifini bulsam hemen kendim denerim, o derece beğendim. Salata mutlaka söyleyin.
Palmenhaus’a gittim bir başka akşam da. Buranın da Schnitzel’i çok güzel, hatta bence Figlmüller’den daha güzel.      Mayıs ayı Kuşkonmaz mevsimi, her yerde Asparagus’lu yemeklerin reklamları, marketlerde en önde kuşkonmazlar. Bu nedenle Palmenhaus’da bir de ızgara kuşkonmaz söyledik. Ne tipini, ne kendini pek beğenmedim maalesef, çok kalındı… Yani Temel Reis’teki Kabasakal’ın başparmağından bile kalındı neredeyse!   Palmenhaus’un şarap menüsü de oldukça geniş, Avusturya’dan Fransa’ya, Şili’ye kadar ve kadehten 0,375ml’ye kadar çok çeşit var. Yanına da bir peynir tabağı yakışır, yakıştı da…

Da Capo İtalyan yemeği isteyenler için çok güzel bir alternatif. Pizzaları kocaman ve inanılmaz lezzetli. Pizzanın üzeri için sarımsaklı yağlı ve bir de hafif acılı domatesli bir sos getiriyorlar. İkisi de birbirinden güzel.


Pizza dışında bir de güveçte midye yedik, tereyağlı ve taze baharatlı. Bu da enfesti. Şarap menüsü fena değil, ancak öğlen olduğu için kendi sofra şaraplarından yana kullandım tercihimi. İçimi kolay ve hafif ekşi meyvemsi bir şaraptı.

Fabios ise gittiğim yine bir başka İtalyan restoranı. Tatlılara geçmeden son durağımız. Burası için de mutlaka rezervasyon gerekli, 2-3 gece önceden yaptırılmazsa yer bulunamıyor. Burada tercihler İtalyan karbonhidrat menüsünden yana kullanıldı. Kuşkonmazlı risotto ile buffalo ricotta peynirli & limonlu ravioli. Risotto’yu daha çok beğendim. Ravioli de değişikti, fakat bir daha gitsem tercihim o olmaz, tatmış oldum diyelim. Çok güzel bir Reisling içtik. Heralde en sevdiğim beyaz şarap üzümü Reisling’dir. Özellikle Alsace, Almanya’da çeşitli bölgeler ve Avusturya Wachau… Bunları bulursam kaçırmamaya çalışıyorum yurtdışında, çünkü Türkiye’de çok nadir ve menüde bulunsa bile pahalı oluyor.


 Fabios’un restoran dışında bir de bar kısmı var, sessiz sakin Viyana’da bir Perşembe gecesine göre gördüğüm en canlı mekan 🙂 Buranın kokteylleri meşhur. Ben Bellini içtim, kendi yaptıkları… Taptaze şeftali püresi ile yapıyorlar, beğendim, çok güzeldi.

Tatlı ve Kahve

Viyana’da bu başlık altında incelebilecek 3 şey var; biri meşhuuurrrr Sacher Torte (Çikolatalı bir pasta), diğeri Apple Strudel ve Cafe Melange. Yazımın en başında bahsettiğim Apple Strudel’i şehrin en ünlü 3 kafesinde de tadarak kendi adıma bir rekor kırdığımı düşünüyorum.

Demel Pastanesi

Bu korkunç güzel tatlının yapıldığı en meşhur yer Demel pastanesi. İçerisi aynı zamanda bir tatlı müzesi gibi, dışardan izlenebilen etrafı camla kaplı mutfağın önünde pastacıları izleyen bir kalabalık her dem mevcut. Bu gösteriye mis gibi pasta kokuları eşlik ediyor.

Cafe Sacher

Bunun dışında meşhur “Sacher Tort”un yaratıcısı, Hotel Sacher’in altında bulunan Cafe Sacher’de benim için bir Apple Strudel durağı oldu. Buradakini de çok beğendim. Viyana’nın milli kahvesi diyebileceğim Cafe Melange’ı da hiç biryerde bu kadar güzel hazırlanmış içmedim. Buraya uğramadan Viyana’dan dönmeyin, hem tatlı ve yiyecek olarak hem de dekorasyon olarak müthiş. İnsana kendini başka bir yüzyıla gelmiş gibi hissettiriyor.  

Cafe Centraal‘de yine meşhur cafelerinden biri. Buranın iç mekanının mimarisi oldukça şık, tonozlar var içeride ve yine başka bir döneme yolculuk yaptırıyor insana. Ancak hem Cafe Melange, hem de Apple Strudel olarak diğerlerinin gerisinde kaldı benim zevkime göre.

  

 Devamı gelecek…

Eğer bana derseniz yediğin içtiğin sana kalsın sen Viyana’da neler yaptın, bunun için yazımın ikinci kısmını beklemelisiniz… !

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s